{ "title": "Kadınlarda Rahim Kalınlaşması", "image": "https://www.rahim.gen.tr/images/Kadinlarda-Rahim-Kalinlasmasi-78156.jpg", "date": "19.01.2024 19:02:26", "author": "ayşegül tunçer", "article": [ { "article": "Kadınlarda Rahim Kalınlaşması: rahim duvarındaki hücrelerin gerektiğinden fazla büyümesiyle ortaya çıkan durumdur. Vücudun menopoza girmesi, tiroit hastalıkları ya da başka hastalıklardan kaynaklanan nedenlerden dolayı vücuttaki hormonlarda meydana gelen dengesizlik kadınlarda rahim kalınlaşmasına neden olan unsurdur. Kadın vücudu için gerekli olan en önemli hormonlardan biri östrojen diğeri ise progesterondur. Bu iki hormonun belli sebeplerden dolayı vücutta azalması rahim duvarında kalınlaşmaya neden olur.

Rahim Kalınlaşmasının Belirtileri Nelerdir?

İki adet arasında geçen 21 günlük süre kısalmaya başladıysa ya da iki adet arasında kanamalarınız var ya da iç çamaşırınız da lekelenme sorunu yaşıyorsanız, tansiyon problemi ile karşı karşıya iseniz, ateş basması ve sebepsiz terleme gibi semptomlar gün içinde sizi rahatsız ediyorsa rahim kalınlaşması problemi yaşıyor olabilirsiniz. Kadınlarda rahim kalınlaşmasının en önemli belirtilerinden biri de menopoz sonrası âdet kanamasıdır. Vücutta kıllanma, vajinal kuruluk ya da isteksizlikte bu durumun aklımıza gelmesini sağlayacak şikâyetlerdir.

Rahim Kalınlaşmasına Sebep Olan Hastalıklar ve Tedavi Süreci

Vücudumuzdaki kadınlık hormonunun değişmesini ve dengesiz üretilmesini sağlayan birçok hastalık kadınlarda rahim kalınlaşması yapabilir. Bunların başında menopoz süreci gelir. Tiroit hastalıkları, polikistik over sendromu, şeker hastalığı, safra kesesi sorunları da aynı tablonun ortaya çıkmasında suçlanan etkenlerdendir. Ancak kalınlaşmanın durdurulması ve tedavi süreci hormon ilaçlarıyla sağlanabilir. Vücutta dengesiz üretilen hormonları dışarıdan takviye ederek ya da belirli ilaç tedavileriyle dengede tutmak mümkündür. Bunun dışında kadınlardarahim kalınlaşmasında rahmin alınması ender görülen bir durumdur ancak gerekli görüldüğünde tedavi sürecinde bir alternatif olarak her zaman yerini almaktadır.

Risk altında olan kadınlarda bu durum daha çok akılda tutulmalıdır. 35 yaşını geçmiş kadınlarda, menopoz yaşının ilerlemiş olduğu ya da hiç doğum yapmamış kişilerde, ilk adet yaşı çok erken yaşanmış bireylerde, sigara içen ve sürekli kilo sorunu yaşayanlarda, ailesinde yumurta ve kolon kanseri gibi hastalıklar taşıyanlarda bu durumun görülme oranı daha yüksektir.
" } ] }